• 0545 945 5001
  • info@metinozalay.com
  • Seyhan/ADANA
Uncategorized
Diz Ekleminde Kireçlenme

Diz Ekleminde Kireçlenme

Diz Ekleminde Kireçlenme

Osteoartrit (kireçlenme) orta yaş üzerinde çok sık rastlanan bir sorundur.
Daha çok diz eklemi olmak üzere vücutta birçok eklem etkilenir. Dizde
olduğunda ağrı ve yürüme zorluğu ile günlük hayatı belirgin olarak etkiler. Ellili
yaşlar sonrası herkeste olabilme ihtimali vardır. Eskiden bu duruma birşey
yapılamazken gelişen teknoloji ile birlikte öncelikle ilaçlar olmak üzere erken
evrelerde diz içi enjeksiyonları ve yürüme iyice bozulduğunda cerrahi tedavi
yapılabilmektedir. Vücudumuzdaki tüm eklemlerde olduğu gibi diz ekleminde de
kemiğin yüzeyi kıkırdak ile kaplıdır. Dizkapağı kemiği de çok güçlü bir kasa
bağlanarak dize hareket verir. 18-20 yaşlara kadar büyümesini tamamlayan
eklem kıkırdağı daha sonra kendini yenileyemez ve bizimle birlikte o da yaşlanır.
Travma, menisküs yırtıkları gibi ekleme zarar veren durumlar bu süreci
hızlandırarak eklem kıkırdağının aşınması ve sonunda kıkırdak altındaki
kemiğin açığa çıkmasına sebep olur. Kemik yüzeyler birbirine sürtünmeye
başlayınca ağrı ve yürüme bozukluğu daha da artar.

Dizde kireçlenme erken yaşlarda diz bağ, kıkırdak ve menisküs
yaralanmaları, diz eklemi enfeksiyonları, eklem içi travmalara bağlı olarak
gelişebilse de çoğunlukla genetik bir yatkınlığa bağlı olarak genlerimizde
kodlanmış yaşlara geldiğinde kıkırdağın yaşlanma süreci başlar. Saçımızdaki
ağarma nasıl ki anne babamızdan birinden aldığımız gene bağlı olarak erken
veya geç yaşta ağarıyorsa ve buna birşey yapamıyorsak eklemdeki bu
yaşlanmanın genetik kökenine de birşey yapamıyoruz. Geçip giden yıllara da
birşey yapamayız. Bizim etki edebileceğimiz asıl etken dize binen yükleri
azaltarak bu süreci yavaşlatmak. Bunu iki şekilde yapabiliriz. Birincisi kilolu
olmama, ikincisi ise yere çömelme gibi diz üzerine binen aşırı kuvvetleri azaltma.
Yapılan bilimsel çalışmalarda vücut ağırlığının % 10‘unu vermek ağrılarda en az
% 25 azalmaya sebep olmaktadır. İnanıldığının aksine aşırı hareketli olmak
kireçlenmeyi önlemez aksine hızlandırır.

Hekimler diz kireçlenmesinin varlığını hasta muayene odasına daha
girerken yaşı, kilolu olması yürüyüş şekli ve dizlerinde gelişmiş olan eğrilikten
şüphelenir. Hastanın uzun süreli hikayesi ve muayenede dizdeki sürtünme hissi
tanıyı güçlendirir. Ayakta çekilmiş iki yönlü diz grafisi ve diz kapağının filmi
büyük çoğunlukla tanıyı koydurur. Kıkırdakların korunduğu çok erken evre
hastalıkta manyetik rezonans (MR) gerekli olsa da tanı koymada direkt grafiler
yeterlidir ve MR’ın hiçbir faydası yoktur.
Tedaviyi kabaca üçe ayırabiliriz.
1.  İlaç Tedavileri
2.  Diz İçi Enjeksiyonları
3.  Cerrahi Tedaviler

Başlamış olan bir kireçlenme sürecini döndürme şansımız yoktur.
Tedaviler ağrıyı azaltmak ve hastalığın ilerlemesini azaltmak için yapılmaktadır.
Tedavide ilk yapabileceğimiz hastanın kilo vermesini sağlamaktır. Hastanın yaşı
ilerlemiş ve zaten eklemdeki problemden dolayı aktivitesi azalmış olduğu için
kilo verebilmek çok zor olduğu için kilo veremezseniz bunu bir hırs yapıp
moralinizi bozmayın.
İkinci olarak aktivitelerinizi değiştirin. Örneğin engebeli arazilerde yürüme, yere
çömelmeden vaz geçebilirsiniz.

İlaç Tedavisi
Hastalığın başlangıcında zaman zaman olan dizde şişme ve bu dönemde
geceleri de olan sızlama durumunda ekleme havlu sarılmış bir buz torbası ile
günde birkaç kez soğuk uygulama ve eklemdeki sıvının eklem zarı tarafından
emilmesini sağlamak için anti-enflamatuar ilaçlar kullanılacaktır. Bu ilaçlar
sadece ağrı kesici olarak kullanılmadığı, eklem sıvısının normal miktarına
dönmesini sağlamak için kullanıldığı için 2-3 hasta düzenli kullanmak gerekir. Bu
arada bu ilaçlar midenize zarar vermemesi için bir mide koruyucu ilaç da
almanız uygun olabilir. 

Hastalık ilerledikçe daha çok ilaç kullanacağınız için ilaçlara bağlı yan
etkiler daha fazla görülebilmektedir. İleri yaş hastaların bu ilaçlara bağlı problem
yaşama riski nedeniyle daha çok asetaminofen vermekteyiz.

Eklem kıkırdağının tamamen aşınmadığı erken evre hastalarda etkinliği
tartışmalı olsa da glukozamin ve kondroitin sülfat pahalı ve SGK ödemesi olmasa
da hastalarda en az 3 ay gibi bir süre kullanma sonrası kısmi fayda
sağlamaktadır.

Zaman zaman olan dizde şişmeler eğer ağızdan ilaç ve soğuk
uygulamasına cevap vermiyorsa diz içine yapılacak bir veya iki kez steroid
(kortizon) enjeksiyonunun inanılanın aksine dize bir zararı yoktur.

Kronik ağrılı daha ileriki evrelerde diz eklemi son aşamaya gelmemişse
diz içine yapılacak hyaluronik asit enjeksiyonu hastaların gece ağrısın geçirir,
yürüme mesafesini de kısmi olarak arttırabilir ama bu tedavide asıl amaç
hastanın her gün ilaç almasını bir miktar azaltarak bu ilaçlara bağlı yan etkilerin
görülmesini de azaltmaktır. Eklem kıkırdağının hiç kalmadığı ileri evrede bu
enjeksiyonların hiçbir faydası olmadığı gibi devlet ödemesi olmadığı için
bütçenize zarar ve eklem içine yapılan bir müdahale olması nedeniyle dizde
düşük bir ihtimal de olsa enfeksiyona bile sebep olabileceği bilinmelidir.

Fizik Tedavi
Cerrahi dışı tedavide fizik tedavinin yeri vardır. Eklem hareket genişliğini
koruma kasların güçlü kalmasını sağlamak için uygulanabilir. Buradaki bir yanlış
inanış 15 gün tedavi sonrası ağrılar tekrar başladı diyerek hastalar şikayet
etmektedir. Size uygulnan tedavi bir başlangıçtır. Siz de tedaviyi ev programı
olarak kendiniz devam ettirmelisiniz.

Cerrahi

Cerrahi tedavi hastalığın ileri evrelerinde gerekli olmaktadır.
Unutulmamalıdır ki kireçlenme geçici bir rahatsızlık değil her sene ufak
dalgalanmalar olsa da daha kötüye gitmektedir.


Artroskopi
Diz osteoartritinin erken evrelerinde dizde bir menisküs yırtığı varsa
takılma ve ağrıya sebep olabileceği için artroskopi düşünülebilse de dizin
kireçlenmesindeki ilerlemeye herhangi bir faydası yoktur. Bu cerrahi işlem
sadece ağrı için yapılır ve sonuçta kireçlenme yine de ilerler. Ciddi bir takılmaya
bağlı ağrı olmadığı sürece diz kireçlenmesi ile birlikte dizde MR’da görülen
menisküs yırtığı için artroskopi yapmak hastaya uzun süreli fayda sağlamaz.
 Kısaca diz kireçlenmesine çok özel durumlar harici artroskopinin yeri yoktur.

Yüksek Tibial Osteotomi
İleri yaşlarda diz kireçlenmesi total diz protezi ile çözülebilmektedir. Diz
kireçlenmesi çok erken yaşlarda geliştiğinde hastanın aktif olması nedeniyle diz
protezini erken yaşta aşındırabileceği kaygısı ile diz protezi cerrahisinden uzak
durmaya çalışılır.  Dizde düzeltici cerrahi 50-55 yaşından genç aktif hastalarda
seçilebilecek bir cerrahidir. Dizin daha çok iç kısmında hasar geliştiği, dizin dış
taraf eklem yüzünün nispeten korunduğu belirtilmişti. Bu cerrahi işlemde dizin
alt tarafındaki tibia denen kemikte bir kesi yapılıp dizin yük binen dizilimi diz
ekleminin korunmuş olan dış tarafına yönlendirilerek eklemin bir 10-15 yıl daha
iş görmesi sonrası korunmuş olan diz kemiklerine ileri yaşlarda gerekli olursa
diz protezi yapılabilmesi için şartların sağlanması planlanır. 

Total Diz Protezi
Diz kireçlenmesinin ileri evresinde total diz protezi bugünün tıbbında
nihai tedavi yöntemidir. 55-60 yaş öncesi total diz protezi çok özel durumlar
dışında yapılmak istenmez ama bazı durumlarda ekleme yapacak başka bir
tedavi kalmadığında ileride revizyon (yenileme) cerrahileri de hasta ile
tartışılarak uygulanabilir.

 Ameliyat Sonrası Dönem ve Rehabilitasyon
Diz protezi cerrahisi sonrası rehabilitasyon ameliyatın ertesi günü başlar.
Hastanın cerrahide özel bir durumu olmadığı sürece hemen ağırlık vererek ayağa
kaldırılması ve 3 gün içinde en az 90 derece diz bükülmesinin sağlanması
amaçlanır. Genelde ameliyat sonrası dönemde 1. gün hasta fizyoterapist yardımı
ile odasından dışarı çıkarılacak duruma gelir. 2. gün hasta kendi başına
ihtiyaçlarını görecek hale gelmektedir. 3. günde ise hasta evine gönderilebilir.
Dikişler 15. günde alınır. Hekimin önerdiği bir kan sulandırıcı ilaç varsa en az 3
hafta kullanılmalıdır.

Evde mümkün olduğunca her fırsatta yürümeye ve diz egzersizleri
yapmaya çalışılmalıdır. Unutulmamalıdır ki dizin nihai bükülme miktarı ameliyat
öncesi diz hareket genişliğinize ve ameliyat sonrası erken dönemde ne kadar diz
hareketi yaptığınıza bağlıdır. Ameliyat öncesi 100 derece diz hareketiniz varsa
bunun 140 derece olmasını beklemek hayalciliktir. Genellikle ameliyat öncesi diz
hareket genişliği ameliyat sonrası 1o derece kadar arttırılabilir. Ama hareket
ettirilmezse diz bükülmesi ciddi derece kaybolabilir. İlk 2 haftada yeterli hareket
sağlanmazsa daha sonra bu kaybı kazanmak imkansızdır. Bazı diz protezi
dizaynları ameliyat sonrası yere diz çökebilmeyi vaat etse de bu cerrahi işlem
sonrası yere çömelebilmeyi fazla hedeflememek lazımdır.
Ameliyat sonrası genelde 3 hafta sonra ameliyat öncesi ağrılara kıyasla
daha iyi duruma gelirsiniz. 6. hafta civarı rahatlıkla her tür işinizi yapabilirsiniz
ama bu cerrahi işlemin yarattığı nihai rahatlık seviyesi ağır ağır gelişmek üzere 6
ayda ancak tamamlanır. Bu yüzden işlemden beklentilerinizi buna göre
ayarlamanızda fayda vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

× Nasıl Yardımcı Olabiliriz?